SİSTEMLER VE ORGANLAR

Sindirim Sistemi:
Bebeğin sindirim sistemi ancak anne sütü ve onun bileşimine yakın gıdaları sindirebilecek niteliktedir. Midesi küçüktür. Beslenme esnasında ancak mide kapasitesi ile orantılı miktarda besin alabileceği için, midenin boşalması da çabuk olur, sık acıkır, sık sık beslenmesi gerekir. Başlangıçta katı yiyecekleri sindiremez. Sindirime yardımcı salgıların özelliği ve miktarı çocuk büyüdükçe farklılaşır. Bebek zaman içinde değişik gıdaları kolayca sindirebilir duruma gelir. 
        Mide bağırsak gelişimi süt çocuğu döneminde tamamlanır. Sindirime yardımcı olan salgıların da artmasıyla, bebek yavaş yavaş değişik gıdalara alıştırılır.  
        Ergenlik döneminde, midenin büyüklüğü ve kapasitesinin atması nedeniyle bu yaş çocuklarında aşırı yemek yeme görülür. Bu dönemde sık görülen sindirim güçlükleri, mideyi fazla doldurmaktan, vitamin ve kalsiyum eksikliğinden olabilir.

Solunum Sistemi:
Bebeklerin solunum sistemi yetişkinlerden farklıdır. Solunum yolları, daha dar ve kısadır. Solunum hızlı ve yüzeyseldir. İlk yıllardaki hızlı solunuma kaburga kemiklerinin yatay durumda olması neden olmaktadır. Bu nedenle de bebekte solunum daha çok karın yardımıyla olmaktadır.
       İlerleyen yaşlarda çocuğun solunumu, gelişimiyle birlikte ilerler ve yetişkin solunumuna yaklaşır. Dört yaşından sonra çocuk kendini daha çok hareketin fazla olduğu etkinlikler içinde bulur. Bu tür etkinlikler sayesinde çocuk doğru nefes alıp vermeyi öğrenir.

Kalp ve kan Dolaşımı:
Yeni doğmuş bir bebeğin fetüs döneminde kanında bulunan hemoglobin zamanla azalarak yerini yeni ve kalıcı hemoglobine bırakır. Bebeğin kanında onu mikroplara karşı koruyacak antikorlar, çocuğa plesanta yoluyla anneden geçmiştir. Doğumdan sonraki ilk 2-3 ay, çocuk kızamık, kızıl, çocuk felci, kabakulak gibi bulaşıcı çocuk hastalıklarından bu antikorlar yoluyla korunur. 3. aydan itibaren bu antikorların etkisi az olduğundan bebekler aşılarla bulaşıcı hastalıklara karşı korunurlar.
         Bebeğin kalbinin çalışması, kalp kaslarının gelişmesiyle düzenli bir duruma gelir. Dakikada kalp atışının sayısı yavaş yavaş azalır ve yetişkinler düzeyine gelir.  

Böbrekler- idrar yolu ve Üretim Organları:
Bebeklerin böbrekleri, idrar yolları ve boşaltım organlarının çalışması beslenmesi ile yakından ilişkilidir. Başlangıçta böbreklerin çalışması ve bebeklerin idrar yapmaları oldukça düzensizdir. Çocukların aldıkları besin ve sıvı miktarı artıkça, idrar yapma sayısı da o oranda artar. Bebekler çok sık 6 altlarını ıslatırlar. Altlarının ıslak bırakılmaması, idrar yollarının sağlığı açısından önemlidir. Özellikle kız bebeklerin alt temizliği yapılırken anneler dikkatli olmalı idrar ve dışkının üreme organlarına değmememsine dikkat edilmelidir. Bazen erkek çocuklarda penis ucunun sünnet derisi ile yapışmış olması, idrar yapma zorluğu yaratabilir. Sünnet sağlık ve temizlik açısından büyük yarar sağlamaktadır. Bebeklik döneminde geçirilen bazı ateşli hastalıklar da idrar yollarının sağlığını etkileyebilir.

Beyin ve Sinir Sistemi:
Sinir sistemi insanın iç ve dış uyarıcılara tepkide bulunmasını yönetmektedir. Bireyin hem çevresine uyum sağlamasında, hem de bilincinin oluşumunda önemli rol oynar. Yeni doğmuş bebekte merkezi sinir sisteminin gelişimi çok hızlıdır. Merkezi sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı, omurilik ve sinirlerden oluşmuştur. Doğumdan sonra hızlı bir gelişim gösteren sinir sisteminin gelişimin % de80’i 4 yaşına kadar tamamlanır. Bu yaştan sonra gelişim hızı yavaşlar. Yeni doğmuş bebekte merkezi sinir sistemi de hızlı bir gelişim gösterir. Beyin bu sistemin en önemli bölümüdür. Doğuşta beynin ağırlığı 300 ile 350 gr arasında değişir. Beyin henüz tam olgunlaşmamıştır. Bebek refleksler ile donanmış olarak dünyaya gelir. Sinir sistemi ve beyin geliştikçe refleks hareketler yerini bilinçli ve amaçlı hareketlere bırakır. Beynin gelişmesi çok süratlidir. 6 yaşına kadar gelişimin % de 90’a yakın bir bölümü tamamlanır. Beyindeki çeşitli duyu merkezlerinin gelişiminde de farklar görülür. İlk aylarda motor hareketleri idare eden merkez duyu merkezlerinden daha gelişmiş durumdadır.