30 Aralık 2019 Pazartesi

DİKKAT EKSİKLİĞİ – HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB)

Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), son derece önemli, akademik, sosyal ve psikiyatrik sorunlara yol açabilen ve olumsuz etkileri yaşam boyu sürebilen bir bozukluktur. Her 100 çocuktan 5’inde görülmekte ve %60-70 oranında yetişkinlikte de devam etmektedir.

DEHB BELİRTİLERİ:
Belirtileri 7 yaşından önce başlayan, çevreyle etkileşimde ve iletişimde bozulmaya yol açan bir bozukluktur. Bu bozukluğun görüldüğü çocuklar bir amaca yönelik olmayan aşırı hareket içindedirler. Parmak ve el ile ilgili hareketlerinde koordinasyon bozukluğu ve beceri yetersizliği belirgindir. Örneğin düğme ilikleme, çatal bıçak kullanma, yazı yazma, resim yapma, topu atıp tutma vb. etkinliklerde yaşlarına uygun bir beceri gösteremezler. Dikkatini toplamada güçlük çekerler. Kişilerarası ilişkilerde problem yaşarlar. Kısa sürede ilişki kurarlar fakat rahatsız edici davranışlarda bulundukları için arkadaşlıklarını sürdüremezler. Örneğin herhangi bir nedenle arkadaşına tükürür, saçını çeker. Aşırı ataktırlar, çabuk uyarılır, çabuk heyecanlanır ve coşkulu duruma girebilirler. Düşüncesiz ve korkusuz davranışları vardır. Tehlikeyi kavrayamazlar, kazalara karşı sıkı bir denetim gerektirirler. Bu çocukların görsel algılamalarında problemler görülebilir. Algıladıklarını örgütleme ve organize etmede güçlük çekerler. Mesafeleri yanlış tahmin ederler. Örneğin, çocuk yemek masasında bardağın yerini yanlış tahmin ettiği için bardağı devirip, düşürebilir. İşitme algılarında aksaklıklar olabilir. Söyleneni yanlış anlayıp, yanlış tepkide bulunurlar. Konuşma güçlüğü ve telaffuz (artikülasyon) bozukluğu görülebilir. Bu çocuklar olayları, durumları doğru sırada örgütleyemez ve soyutlamada güçlük yaşarlar. Başlangıç yaşı 3 – 4 yaş olarak gösterilmekle birlikte belirtiler daha küçük yaşlarda da gözlenebilmektedir.
           DEHB’li çocuklar bebekliklerinde huysuz, huzursuz, uykusuz, güç bir bebektirler. Yürümeye başladıktan sonra aşırı hareketlilik göze çarpar ve bu durum gittikçe artar. Çok yorucu bir çocuk olurlar. Okul döneminde ise bu hareketlilik başkalarını rahatsız edici düzeye varır. 10 yaşından sonra aşırı hareketlilik azalır. Ancak okul başarısızlığı devam eder. Bu dönemde çocukta saldırganlık, çalma, kaçma vb. davranış ve uyum bozuklukları görülebilir. Bunlar yetişkinlikte de devam edebilir. Ataklık, dikkat bozuklukları, örgütleme güçlükleri iş yaşamında sorun yaratabilir. Bu kişiler başladığı işleri bitirmekte güçlük çekerler, sık sık iş değiştirirler ve suça yönelik davranışlar gösterebilirler. Bu bozukluğun ortaya çıkmasında nörolojik, nörofizyolojik, biyolojik, genetik, psikososyal ve çevresel etkenlerin etkileşim halinde rol oynadığı düşünülmektedir. Örneğin, beyinde görülen minimal zedelenme gibi yapısal bir etken çocuğun olumsuz aile koşulları nedeniyle yaşadığı ruhsal etkenlerle birleşince bu bozukluk değişik şiddet ve belirtilerle ortaya çıkabilmektedir.

DEHB için Öneriler:

1. DEHB ‘li çocuğa sahip olan aileler her şeyden önce çocuğun sınırlılıklarını kabul etmelidir.

2. Çocuğun aşırı hareketliliğini ortadan kaldırmaya çalışmak, çocuğu aşağılamak, eleştirmek diğer çocukları örnek göstermek doğru değildir. Çocuğun güven duygusu ve benlik saygısını örseleyecek bu davranışlardan kaçınılmalıdır.

3. Çocuğun enerjisini boşaltabileceği ve doyun sağlayabileceği bazı uğraşlar edinmesine olanak tanınmalıdır. Bu uğraşlar çocuğu aşırı derecede yormayacak spor aktiviteleri, ev işlerine yardım etmek vb. etkinlikler olmalıdır.

4. Çocuğun yemek, yatma, oyun, çalışma vb. saatleri düzenli olmalıdır. Bu tür düzenlemeler çocuğun uyumunu kolaylaştırır.

5. Çocuğa yaşına, gelişimine uygun kurallar konmalıdır. Bu kurallar açık, net, anlaşılır, tutarlı, uygulanabilir ve denetlenebilir olmalıdır. Uygulanmalı ve bu kurallardan ödün verilmemelidir.

6. Çocuğun ilgi çekmek için yaptığı olumsuz davranışlara (saldırganlık vb.) izin verilmemelidir.

7. Çocuğa bul-tak oyunları, yap-bozlar, resim eşleştirme, kitap okuma gibi hem dikkat süresini ve yoğunluğunu arttıracak hem de eğlendirecek etkinlikler yaptırılmalıdır.

8. Çocuğun öfke ve saldırganlığını kontrol etmeyi öğrenmesi için aile üyelerinin hepsi uygun birer model olmalıdır.

9. Ev içinde çocuğa kendi başına kalabileceği, sakinleşebileceği bir mekân oluşturulmalıdır.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1. Yapılan yorumun içerik ile ilgili olmasına dikkat ediniz.
2. Lütfen yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın.
3. Yorumlar sorulara ve içerik önerilere açıktır.

DOWN SENDROMU NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

DOWN SENDROMU NEDİR? Down sendromu genetik bir rahatsızlıktır. Sağlıklı insanlarda 2 tanesi eşey  kromozomu (XX veya XY) olmak üzere toplamd...

POPÜLER YAYINLAR