5 Aralık 2019 Perşembe

PSİKO-MOTOR GELİŞİM


Çocuk organizmasının en önemli özelliklerinden birisi de sürekli büyüme, gelişim süreci içinde olmasıdır. Bu süreç içerisinde çocuğun gelişimi görünen ve görünmeyen büyüme ile gelişmeyi de kapsar. Motor kelimesi anlam olarak ‘hareket’i ifade eder. Dünyaya gelen her birey, daha anne karnında iken fiziksel olarak gelişmeye başlar. Dünyaya geldiğinde de bu gelişim hızlanarak devam eder. Motor Gelişim, Fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır.
     

Çocuk için yaptığı her motor hareket, sözsüz iletişim anlamındadır. Motor davranışlar yolu ile dış dünya ile iletişim kurar. Kazandığı her yeni beceri ile de kendi dünyasının genişlemesine ve yeni deneyler yapmasına yardımcı olur. Fiziksel gelişim, psikomotor gelişim ile paralel gitmektedir ve birbirinden ayrı düşünülemez. Bir çocuğun çevresini tanıması ve çevresini yönetme becerisine kavuşma sürecinde ‘motor gelişimi’ son derece önemlidir. Bu süreçte, çocuğun bağımsızlığını tanımasında ve yönetmesindeki rolü de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra çevresine uyum sağlaması ve sosyal faaliyetlerde varlık göstermesi için de ‘psikomotor’ gelişim iyi anlaşılmalıdır. Psikomotor gelişimin sağlıklı olması, fiziksel gelişiminin yanı sıra zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerine de önemli katkı sağlar.

Psiko-motor gelişim, yaşam boyu devam eden ‘motor’ becerilerde ortaya çıkan davranışların kontrol altına alınması sürecidir. Söz konusu olan davranışlar; duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması ile ortaya çıkar. Bir anlamda bu davranışların kontrol altına alınmasını sağlayan süreç, ‘psikomotor gelişim’i ifade eder. Motor gelişim süreçte farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.
         Psiko-motor beceriler, bir işin yapılması sırasında kullanılan bilinçli zihinsel etkinliğin yönlendirdiği koordineli kas etkinlikleridir. Örneğin, el yazısı yazma, piyano çalma, daktilo yazma birer psiko-motor beceridir. 


Motor gelişim, düzenli bir sıra izler.

  • Baştan Ayağa
  • İçten Dışa
  • Büyük kaslardan Küçük kaslara
Motor Gelişim iki genel alanda incelenebilir.
  • Büyük kas motor becerileri
  • Küçük kas motor becerileri  



           Büyük Kas Motor Becerileri
Büyük kas motor becerileri aynı zamanda kaba motor beceriler/ kaba devinsel beceriler olarak da adlandırılmaktadır. Emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, sallanma, dönme, yuvarlanma, zıplama, denge gibi hareketlerdir. 2 yaştan sonra çocuklar artık bacaklarını çok daha güvenle ve koordineli olarak kullanabilmektedirler. Hareketleri daha ritmik ve düzenli bir hale gelir. 4- 5 yaşlarında top atma ve tutma becerileri daha gelişir. 6 yaşta ise daha tehlikeli, daha hüner isteyen hareketlere yönelirler. Büyük kas motor gelişiminde top becerileri önemli bir yer tutar. 
        2-3 yaşta; Kollarını öne uzatır. İlk bakışta sanki vücudun diğer kısımları yakalama işlemine katılmıyormuş gibi görünür. Yakalama çok zor ve beceriksizcedir. Elleri ve kolları dümdüzdür, bileklerini bükmez. Avuç içleri genelde yukarı bakar. Topu dirseklerini bükerek göğsünde yakalar. Ayakları sabittir.
      3-4 yaşta; Dirseklerini bükerek topu göğsünde yakalar. Ayaklarında herhangi bir ağırlık değişimi yoktur.
     4-5 yaşta; Topu atarken vücudunu sağa ve sola doğru çevirebilir. Buna vücut rotasyonu denir. Topu atarken vücudunu hareke ettirebilir. Topu fırlattığı zaman vücudu sola ve aşağı doğru bir görünümdedir.
     5-6 yaşta; Atma ve yakalama davranışının olgunlaştığı görülür. Kollarını daha beceriyle kullanabilir. Atılan topu daha rahat bir şekilde bekleyebilir. Top ile ilgili etkinliklerde çocuğun yaşına, boyuna ve gücüne uygun top kullanılması önemlidir.

           Küçük Kas Motor Becerileri
Küçük kas motor becerileri aynı zamanda ince devinsel beceriler olarak da adlandırılır. Elin ve ayağın kullanılması becerilerini anlatır. Küçük kas motor becerilere tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler örnek olarak verilebilir.
       3-4 yaş arasındaki çocuklar daha fazla el ve parmak becerisi isteyen etkinliklerden hoşlanırlar. Boyamalarında daha kontrollü ve başarılı oldukları görülür. El-göz koordinasyonunda daha beceriklidirler. Örneğin başparmağı ve işaret parmağıyla küçük nesneleri alabilir. El ve parmak kontrolü geliştikçe çocuğun, kesme, boyama, yapıştırma, boncuk dizme gibi becerileri de gelişmektedir. Bu dönemde küçük kas motor gelişimi iki alanda çok net görülebilmektedir. Bunlar; özbakım becerileri ve çizme-boyama becerileridir. 


Psiko-motor Yetenekler 
Psiko-motor davranışların geliştirilmesi, tüm yaşam boyu sürer. Bu nedenle yüksek öğretime devam eden öğrenciler, devam etmeyen akranlarına göre daha çok yeni beceri kazanma ve daha önce kazandıkları becerileri geliştirme olanaklarına sahiptirler. Motor yetenek, vücudun bir ya da birden fazla organının katıldığı kas hareketi ya da işlemidir. Psiko-motor öğrenme, çocuğun doğumundan sonra psiko-motor yeteneklerin gelişmesine bağlı kalarak ve yaşı ilerledikçe hızlanarak devam eder.
        Çocuk doğduğu anda hareket edebilecek ve bazı psiko-motor davranışları yapabilecek durumdadır. Hatta ana rahmindeyken bile bazı hareketler yaptığı, dış etkilere karşı bazı yalın tepkiler gösterdiği bilinmektedir. Buna bakarak eğitimciler, eğitim-öğretimin doğumdan önce başladığını söylerler. Doğumdan sonra psiko-motor yetenekler hızla gelişir. Psiko-motor öğrenme, bu yeteneklerin gelişmesine bağlıdır. Bu psiko-motor yetenekler şunlardır: Dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı, eş güdüm ve esneklik.

-Dikkat:
Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde toplama’ olarak tanımlanır. Çocuk; çoğunlukla ilk yıllardan itibaren çevresini tanıma, keşfetme duygusu içindedir. Çevresinde gördüğü, dokunduğu hissettiği her şeyi algılar. Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar. 9. aydan itibaren ise nesneye dikkatini yoğunlaştırabilir. Hızla çevreyi keşfetme isteği dikkatini kısaltsa da bu dikkat eksikliği, farklı ilgi alanlarına yönelmesi ile toparlanacak dikkat yoğunluğunu sağlayacaktır. 2-3 yaşlarında, duran topa tekme atabilir. 3-4 yaşlarda 3 tekerlekli bisiklete binebilir, makasla kesebilir. 4-5 yaşlarda düz çizgi üzerinde yürüyebilir, 6 yaşına geldiğinde ise topa sopa ile vurabilecek ve tek ayak üzerinde 10 saniye durabilecek dikkat olgunluğuna erişecektir. Ayrıca erken çocukluk döneminde,“okuma yazmaya hazırlık çalışmaları” gibi etkinlikler küçük kas motor gelişiminde kullanacağı birçok psikomotor öğrenme, bir olayın veya işin devamlı ve yoğun bir şekilde dikkatli olarak izlenmesini gerektirir. 

-Kuvvet:
Motor hareketlerde kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemlidir. Her hareket belli bir düzeyde kassal güç ister. Belli bir güce sahip olmada kuvvet önemlidir. Bütün psiko-motor davranışların öğrenilmesi kuvvet gerektirir. Koşma, atlama, tırmanma, yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister. Bütün vücudun genel bir kuvvetinin olması gerektiği gibi gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların öğrenilecek psiko-motor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir. Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da tanımlanabilir. Motor davranışlarda kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemli bir yer tutar. Kemiklerde ve iç organlardaki büyüme doğrultusunda kaslar, merkezi sinir sisteminin direktifleri ile istenilen davranışı yapar. Çocuklarda kas kuvvetinin yoğunlaşması yaşa, cinsiyete, olgunlaşma düzeyine, daha önceki fiziksel etkinlik aşamalarına ve bedensel ölçülere bağlıdır. Güce karşı koyabilmek ya da direnci yenebilmek için vücudunu etkin kullanan çocuk yürüme, koşma, sıçrama, topa vurma, fırlatma gibi hareketleri kuvvetle ilişkili olarak gerçekleştirir. Motor davranışın türüne göre de kuvvet, değişiklik gösterir. 4–5 yaşlarından itibaren el arabası itebilir, halat çekme etkinliklerine katılabilir, kutu ve blok gibi eşyaları kaldırabilir, bunları bir yerden bir yere taşıyabilir.

-Denge:
Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürmek olarak tanımlanabilir. Denge tüm hareketlerde önemli bir faktördür. Çünkü vücudun ağırlık merkezini bulabilmek için vücut kısımlarının etkili kullanılması gerekir. İlk önemli denge biçimleri, oturma ve ayakta durabilmedir. Birçok psiko-motor etkinliklerde bedenin dengeli bir biçimde durması gereklidir. Beceri gerektiren her iş dengeyi içerir. Ayakta durabilme, koşma, bisiklet sürme, bir duvar ya da denge tahtasında yürüme, tek ayak üzerinde durabilme gibi motor etkinlikler bedenin bir süre dengesini koruması sonucunda gerçekleştirilir.
     Çocuklarda motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını, vücudun ağırlık merkezine göre etkili olarak kullanmayı öğrenecektir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür. Çocuk ileriki yıllarda dengesinin gelişimi ile iki tekerlekli araçların, tekerlekli patenin kullanılması gibi pek çok aktiviteye katılabilecektir. Yapılan araştırmalara göre çocuk iki yaşından önce denge becerisi kazanamamaktadır. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde 3-4 saniye durabilmekte, dört yaşından sonra ise dairesel bir çizginin üzerinde yürüme becerisi kazanabilmektedir. Denge yeteneğinin geliştirilebilmesi için psikomotor etkinliklerde denge ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmelidir. 
     Dengede algılama derecesi de önemlidir. Algılamada yer, hareket ve titreme hisleri dengeye yardımcı olur. Ayrıca denge ve kuvvet faktörlerinin birlikte geliştiği görülür. Dengenin çok gelişmediği bir dönemde topa vuran çocuğun ayağını geri çekme hareketi fazla gerçekleşmemektedir. 

-Tepki Hızı:
İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı denir. Dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış tepki olarak tanımlanır. ‘Harekete hazır olma’ şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun, dışarıdan aldığı uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir; Yani vücudun etkilere karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir. Birçok etkinliklerde tepki hızı yaşamsal önem taşır.
      Etki ile bu etkiye yapılan tepkinin arasında geçen zaman, reaksiyon zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa psiko-motor öğrenme de o kadar hızlı olur. Psiko-motor öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların, bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir. Psiko-motor davranışların, kendine özgü bir yapılış hızı vardır. Bir davranışın gerektiğinden az hızda veya çok hızda yapılması hâlinde organizma tehlikeye girebilir. Örneğin bir makinenin çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir. Psiko-motor öğrenmede özellikle kolun ve parmakların gereken hızı kazanması çok önemlidir.

-Eş güdüm (Koordinasyon):
Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir. Psiko-motor öğrenmenin pek çoğu birden fazla organların çalışmasını gerektirir. En yalın bir davranışta bile göz, el, kol veya ayak, gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen içinde çalışması oldukça zordur. Öğrenilecek davranışları yapacak organları arasında yeterli koordinasyonu kuramıyorsa çocuk, o davranışı öğrenemez. Bu nedenle organlar arasındaki yeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalara bağlıdır. Organlar arasıdaki eş güdümün artması, bedensel olgunluk arttıkça ve etkinlikle ilgili alıştırmalar çoğaldıkça sağlanacaktır. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi gözlenen sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve gövdenin eş güdüm içerisinde çalışması organlar arasındaki koordinasyonun arttığını gösterir.

-Esneklik:
Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi; yani esnek olması gereklidir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda psiko-motor davranışları öğrenmek mümkün değildir. Özellikle ilk çocukluk döneminde kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut esnekliği azalır. Esneklik 5-8 yaşlarda sabit kalır. Özellikle 12-13 yaşlarda doruk noktaya ulaşır. Cinsiyet esneklikte önemlidir. Kız çocuklar erkek çocuklardan daha esnektir.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1. Yapılan yorumun içerik ile ilgili olmasına dikkat ediniz.
2. Lütfen yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın.
3. Yorumlar sorulara ve içerik önerilere açıktır.

DOWN SENDROMU NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

DOWN SENDROMU NEDİR? Down sendromu genetik bir rahatsızlıktır. Sağlıklı insanlarda 2 tanesi eşey  kromozomu (XX veya XY) olmak üzere toplamd...

POPÜLER YAYINLAR