-Yenidoğan bir bebeğin boyu ortalama 48-53 cm.dir. Ancak kızlar biraz daha kısa olabilir ve alt sınır 46 olarak kabul edilmektedir.Uzun boylu bebeklerde de nadiren boy uzunluğu 55-57cm. olabilmektedir.
-Yenidoğanın ortalama ağırlığı 3.250-3.500 gramdır. Normalin alt sınırı 2.500 gram olarak kabul edilmektedir.
-Yenidoğanın baş çevresi ortalama 35 cm.dir. Baş vücuduna oranla büyüktür yaklaşık vücudun ¼ ü kadardır. Yenidoğan henüz başını kontrol edememektedir.
-Göğüs çevresi ortalama 33 cm.dir.
-Dakikadaki solunum sayısı 30-40 arasındadır. Yetişkinlerin dakikadaki solunum sayısı ise 16-18 dir.
-Yenidoğanın kalp atımı dakikada 120-140 arasındadır.
-Yenidoğanın vücudunda lanugo denilen ince tüyler vardır. Lanugo tüyleri prematürelerde daha fazladır.
-Cildi vernix caseosa denilen peynirimsi bir maddeyle kaplıdır. Bu madde yenidoğanın derisini zedelenmelere ve mikroplara karşı koruduğu gibi vücudun ısı kaybını da önler.
-Yüzü ve vücudu buruşuk bir görünümündedir. Doğumda saçlar az ve seyrek olabilir, bazı bebekler ise saçsız doğabilir.
-Hemen hemen tüm bebeklerin gözleri buğulu mavi renktedir ancak gerçek göz rengi altı aydan sonra belli olur.
-Başında, kafatasında kemikler arasında fontanel veya halk arasında bıngıldak denen açıklar vardır. Fontaneller doğum sırasında kafaya esneklik sağlar. Doğumda 6 tane olan fontaneller, ön fontanel hariç doğumu takip eden ilk haftalarda kapanır. Ön fontanel 12-18.aylar arasında kapanır. Bıngıldağın erken veya geç kapanması beynin gelişimi için önemli bir etkendir.
-Göbek kordonu ilk üç hafta içinde kurur ve kendiliğinden düşer. İlk gaitası ilk 24 saat içinde görülür. Rengi koyu yeşil ve zamk gibi yapışkan dışkıya mekonyum adı verilir. 3- 4 gün içinde bebeğin süt almaya başlamasıyla dışkının rengi değişir ve normal rengini alır.
-Doğumu takip eden ilk hafta içinde dışkı, ter ve idrar yoluyla su kaybedildiğinden vücut ağırlığında düşüş görülür. Bu yaklaşık vücut ağırlığının % 6 ile %10 arasında görülen bir düşüştür. Daha sonra eski kilosuna döner ve daha da kilo almaya devam eder. Bazı kız ve erkek bebeklerde anneden geçen hormonlar nedeniyle memelerde şişme ve salgı görülebilir. Bu şişlikler kesinlikle sıkılmamalıdır, kendiliğinden geçecektir. Yine kız çocuklarında genital organlarda kanamalar ve erkek çocuklarında da yumurta yatağında şişlikler görülebilecektir. Bunun nedeni de anneden geçen hormonların etkisiyledir. Bebeğin vücut ısısı doğumda anneninki ile aynıdır. Doğumdan sonra bebeğin geçici bir süre vücut ısısı düşüş gösterir ancak sonradan normale döner.
-Halk dilinde ağız olarak da söylenen kolostrum genel olarak tüm memelilerde doğumun 1.gününde gelen, süt bezleri tarafından üretilen sütün değişik bir formudur. Aynı zamanda bebeğin ilk kakasını kolayca çıkarmasını sağlar. Bu nedenle doğumdan sonra ilk yarım saat içinde bebek emzirilmesi için anneye verilmelidir. Başlangıçta az miktarda gelen kolostrum esas anne sütü gelene kadar bebek için yeterlidir. Bebeği sık görülen enfeksiyon hastalıklarına karşı korur.
-Doğumun 3-4.günü bebeğin kırmızı rengi yavaş yavaş solar ve sararır. Erken doğan ve cılız bebeklerde sarılık şiddetli olabilir. Doğumdan sonra sarı renkli safra maddesi tam gelişmemiş karaciğer tarafından değiştirilememesi ve böbreklerden dışarı atılamaması sonucu fizyolojik sarılık görülür. Fizyolojik sarılıkta bebeğin genel durumu iyidir, kaka ve idrar renginde bir değişiklik görülmez ancak bilirubin belli bir oranı aşarsa kan değişimi gerekebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
1. Yapılan yorumun içerik ile ilgili olmasına dikkat ediniz.
2. Lütfen yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın.
3. Yorumlar sorulara ve içerik önerilere açıktır.