10 Aralık 2019 Salı

Süt Çocukluğu Dönemi (0-12 Ay)

             

            Güçsüz bir yaratık olarak doğan bebek 1.yaş sonunda kollarını bacaklarını kullanan, yürüyen konuşan ve kendi kişilik özelliklerini gösteren canlı bir varlığa dönüşür. Bu nedenle süt çocukluğu beden gelişimi gibi ruhsal gelişim açısından da en önemli dönemdir. Gözlemler doğumdan sonraki ilk yılda beslenme ve bakım yanında anne ile bebek arasındaki duygusal ilişkinin sanıldığından çok daha önemli olduğunu göstermektedir. Bu dönemde bebeğin gereksinimleri çok sade olmakla birlikte bunların yetersiz karşılanması sonradan giderilmesi çok güç olan olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Başka bir deyişle beden sağlığı gibi ruh sağlığının da temelleri ilk yıl içinde atılmaktadır. Bebek uyanıklık döneminin gittikçe uzamasıyla 1.aydan sonra dışa dönmeye başlar. Gereksinimlerinin bekletilmeden karşılanmasını ister. Ağlayınca tüm bedeniyle ağlar., terler, çişini kaçırır, sarsılır. Çığlıklarıyla herkesi etrafına toplar. İstekleri öncelikle yerine getirilir.
                Bebek bencil ve doymaz bir varlıktır. Kimseye uymaz herkes ona uymak zorundadır. Bu bakımdan ağlama bebeğin en güçlü silahı ve tek anlatım aracıdır. Bebek, gereksinimleri düzgün aralıklarla karşılandıkça beklemeyi öğrenir. Gereksinimlerinin sürekli ve yeterli olarak karşılanması bebekte güven duygusu geliştirir. Çocukluk yıllarında anne baba sevgisi, koruması ve desteğiyle pekişecek olan bu güven duygusuna Temel Güven Duygusu denir. Doğaldır ki bebeğin yetersiz ve düzensiz doyurulması, çağrılarının sürekli karşılıksız kalması onda karşıt duygunun, güvensizlik duygusunun yerleşmesine yol açar. Temel gereksinimlerinin karşılanması bakımından edilginlik (pasiflik) içindedir.
               Doğumdan sonraki haftalarda bebek anneyi ayrı bir kişi olarak değil, kendisinin bir uzantısı olarak algılar. Böylece başlangıçta hep alıcı hep bağımlı gibi görünen bebek gerçekte anneyle sürekli bir duygu alışverişi içindedir. Bebeğin anneyi tanıması 3.aya doğru dıştan görünür duruma gelir. Anne artık kendinden ayrı bir kişidir ama yinede onun için önemli ve vazgeçilmez kişidir. Anne ile bebek arasındaki tek yönlü bağ gerçek bir ortak yaşama dönüşür, bu ortak yaşam ilerleyen yıllarda gittikçe azalır ama tümden silinmeksizin çocukluk yılları boyunca sürer. Erişkin çağda ise kişiler annelerine bağımlı olmaktan çıkmışlardır ancak duygusal bağ sürmektedir. Bağımlılıktan farklı olarak bağlılık demek daha doğrudur. Süt çocukluğunda bağımlılık vardır zamanla bağlılığa dönüşür. Bağlılık ömür boyu devam eder. Bağımlılık birine dayanmayı, sığınmayı ve güçsüzlüğü belirtir. Bağlılık ise eşit duygusal ortaklıktır. Ortak yaşamın iyice belirgin olduğu ilk yıllarda anne ayrılığı çocuk için en örseleyici olaydır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1. Yapılan yorumun içerik ile ilgili olmasına dikkat ediniz.
2. Lütfen yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın.
3. Yorumlar sorulara ve içerik önerilere açıktır.

DOWN SENDROMU NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

DOWN SENDROMU NEDİR? Down sendromu genetik bir rahatsızlıktır. Sağlıklı insanlarda 2 tanesi eşey  kromozomu (XX veya XY) olmak üzere toplamd...

POPÜLER YAYINLAR