OKULÖNCESİ DÖNEMDE
GÖRÜLEN DUYGUSAL
BOZUKLUKLAR
Okulöncesi döneminde görülen
duygusal bozukluklar şunlardır; Sosyal Kaygı Bozukluğu, Ayrılma Kaygısı
Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Depresyon, Tuvalet Alışkanlığı
Problemleri, Dil ve Konuşma Bozukluğu,
Öğrenme Güçlükleri, Yeme Bozuklukları, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Bozukluğu, Tırnak Yeme, Alt ıslatma, Korkular, Parmak emme, Yalan söyleme,
Kekemelik, Tikler, Masturbasyon.
AYRILMA KORKUSU: Çocuklarda ayrılma kaygısı
bozukluğu, çocuğun gelişim dönemine uygunsuz şekilde bakım vereninden (sıklıkla
anneden) ayrı kalmaya aşırı hassasiyet göstermesidir. Ayrı kalma durumlarında
çocukta ruhsal ve fiziksel belirtiler (çarpıntı, el titremesi, karın ağrısı
vb.) ortaya çıkmaktadır. Bozukluk sıklıkla çocukların okulöncesi dönemde okula
başlamasıyla ortaya çıkar. Çocuk bu dönemde ebeveyninden ilk defa ayrı
kalacaktır. Çocuk kendini yalnız hisseder ve ne yapması gerektiğini bilmez.
Bundan dolayı gece yatağında ayrı yatamama, ebeveyn olmadan sosyalleşememe,
yemek yeme, üstünü değiştirme gibi otonomi davranışlarında yaşından daha küçük
özellikler gösterme gibi özellikler eşlik edebilir. Ayrılma süresi aşamalı
olarak gerçekleşebilir.
Bozukluk çocuğun bireysel
özellikleri kadar ailenin yetiştirme tutumlarından da kaynaklanabilmektedir.
Özerkliklerine müsaade edilmeyen, aşırı korumacı tutumla yetiştirilen çocuklar,
mizaçları da yatkınsa, bozukluk açısından risk altında olurlar. Çocuk okulundan
ve arkadaş ortamından geri kalabilir. Tedavi programında bireysel psikoterapi
ve aile danışmanlığı yer almaktadır. Ciddi durumlarda kaygı giderici ilaç
(trankilizan) tedavileri ile desteklenebilmektedir.
8 ay ile 1,5 yaş arasındaki
bebeklerde görülen ayrılma korkusu, dönemin gelişim özelliklerinden biri
olduğundan normaldir ve geçici bir durumdur. 3-5 yaş arası çocuklarda
okulöncesi eğitime başlarken, 6 yaş üzeri çocuklarda ilkokula başlarken ve
ergenlik döneminin herhangi bir döneminde görülmesi normaldir.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
AİLEYE YÖNELİK: Belirsizlikten kaçının, çocuğunuza
mutlaka yanından ayrılmadan önce nereye gideceğinizi ve ne zaman döneceğinizi
söyleyin. O uyurken, okuldayken vs. onun haberi olmadan gitmeyin. Çocuğunuza
döneceğiniz zamanı onun anlayabileceği bir dilde belirtin. Saat kavramını
bilmeyen bir çocuk için 1 saate döneceğim demeniz oldukça belirsiz ve soyuttur.
Açıklamanız somut olmalıdır. Çocuğunuzun kaygısını anladığınızı belirtin.
Kocaman oldun, ağlama, çok ayıp vs. gibi cümleler asla kullanmayın. Çocuğunuz
ile kaliteli zaman geçirin, her fırsatta onunla oyunlar oynayın, sohbet edin,
onu çok sevdiğinizi söyleyin. Böylece çocuğunuzun size olan ilişkisi ve güveni
kuvvetlenecek, ayrılık kaygısını kontrol etmesi daha kolay hale gelecektir.
Öğretmen ile koordineli hareket edin. Sorunu ve kaynağını anlamaya çalışın.
ÖĞRETMENE YÖNELİK: Çocuğun yanında olduğunuzu, çocuğun
güvende olduğunu mutlaka hissettirin. Çocuğun sorduğu sorulara mutlaka
anlayabileceği düzeyde uygun bir dille cevap verin. Çocuğun endişesini
anladığınızı ona mutlaka hissettirin. Çocuğun sorduğu sorulara verdiğiniz
cevaplar mutlaka somut, anlaşılır ve net olmalıdır. Sorunun kaynağının ne
olduğunu anlamaya çalışın. Sizden beklentisini paylaşması için teşvik edin.
Çocuğu konuşması için zorlamayın. İlgisini farklı yerlere çekin. Bu problemi
başka çocuklarında yaşadığını ona anlatın. Bu çocukta güven duygusu ve merak
duygusunu harekete geçirir, çocuk yalnız olmadığını, bunun normal ve geçici bir
durum olduğunu anlar. Bu dönemde öğretmen ve aile koordineli olarak hareket
etmelidir. Çocuğun bu korkusunu yenmede kat ettiği her aşama sonrası çabası ve
başarısı için takdir edin, ödüllendirin. Okul rehberlik servisinden yardım
alabilirsiniz. Çocukla fiziksel ve duygusal teması arttırarak okulda kendisini
güvende hissetmesini yardımcı olun. Çocuğu başka çocuklar ile kıyaslamayın.
Asla kızmayın, bağırmayın, tehdit etmeyin, küçük düşürmeyin. Çocuğun korkusunu
naz, yalan söyleme ve şımarıklık olarak algılamayın. Çocuğu eve göndermek yerine, okulda ilgisini
farklı yerlere çekin. Aksi takdirde eve göndermek sorunun kronikleşmesine
sebebiyet verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
1. Yapılan yorumun içerik ile ilgili olmasına dikkat ediniz.
2. Lütfen yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın.
3. Yorumlar sorulara ve içerik önerilere açıktır.